Suriye Coğrafyasında Suriye'de bir süredir devam eden çatışma ortamı son günlerde hızını arttırırken Suriye iç savaşını ve bölgedeki gelişmeleri Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı ile ele aldık.
Haber Giriş Tarihi: 08.11.2025 10:18
Haber Güncellenme Tarihi: 08.11.2025 10:19
Kaynak:
meram postası haber merkezi
Suriye’de devam eden çatışmalar yeni bir safhaya geçti. bölgede yaşanan gelişmelerin tarihsel alt yapısını ve bölgenin Türkiye ile olan tarihi bağlarını Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı ile ele aldık.Prof.Dr. Arabacı bölgenin Türk tarihi açısından önemine değinerek, “Suriye’de çok önemli gelişmeler oluyor. Suriye Anadolu kadar eski bir Türk Yurdu 1075’ten itibaren Türkiye’de Selçuklu Devleti kuruldu. Aynı dönemde de Melikşah’ın kardeşi Tutuş yönetiminde Suriye Selçukluları Devleti kuruldu. Türkiye’de insanlar Suriye ile ilgili olarak yabancı ilgimiz olmayan kan kültür ve tarihi bağlarımız olmayan bir toplum gibi düşünüyorlar. Bu durumda Suriye’yi ötekileştirerek Suriye’nin durumunun daha da kötüye gelmesine sebep oluyor. Halbuki bizim Suriye ile bağımız 1000 yıllık köklü bir geçmişe dayanıyor. Kader ortaklığımız var. “ dedi.
Bölgede karışıklık Osmanlı Devleti’nin son döneminde başladı”
Prof. Dr. Arabacı, Suriye Coğrafyası’nın Selçuklulardan bu yana bir Türk yurdu olduğunu hatırlattı. Arabacı bölgedeki karşıkların uzun bir tarihi geçmişe dayandığını hatırlatarak, “ Suriye’deki karışıkların tarihine baktığımız zaman bölgede karışıklıklar Osmanlı Devleti’nin son devrinde başladı. Hatta Selçuklu Döneminde Fransız Kralı ve Fransız soylularının içinde bulunduğu Haçlı Orduları Doğu Akdeniz Kıyılarında Kudüs’te, Hatay’da , Urfa’da, Kıbrıs’ta Krallıklar ve Kontluklar kurup Haçlıları bu bölgeye İslam Coğrafyası’nın tam ortasına yeniden yerleştirmeyi düşündüler. Fakat bu planları tutmadı. Haçlılar bu topraklardan sökülüp atıldı. Daha sonra Suriye Fransızlar tarafından 1850’lerde Fransızlar tarafından yeniden karıştırıldı. Bölgede Fransız okulları açıldı. Yani sanıldığı gibi Fransız Suriye’yi ilgi alanına Suriye’yi 1. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan antlaşmalarda almış değil Bunun uzun bir tarih bir alt yapısı var. 1. Dünya Savaşı sonucu yapılan gizli antlaşmalarla Suriye Bölgesi Fransızlara verildi. Osmanlı Devleti bölgeden çıkarken Suriye Bölgesi Eylül 1918’de i şgal edildi. Ardından 1919 yılından itibaren Suriye’de Fransız Sömürgesi olarak varlığını 1945 yılına kadar devam ettirdi.” ifadelerini kullandı.
Fransızlar bölgede Osmanlı’ya Düşman nesil yetiştirdi
Suriye Coğrafyasında Fransızların Osmanlı Devlet’ne düşman nesiller yetiştirdiğini dile getirerek, “ Fransızlar Suriye’de Sunni İslam nüfusun yoğunlukta olduğu bölgede azınlık çocuklardan Nusaydiler başta olmak üzere Osmanlı’ya düşman insan yetiştirdiler. Bugünkü Beşar Esad ve babası Hafız Efad vHafız Esad’ın Babası Ahmed el Hatib Osmanlı düşmanı Fransız yetiştirmesi nusaydiler’dendi. “ şeklinde ifade etti. Arabacı bölgenin demografik yapısına da değinerek, “ Bu bölgede nusaydiler nüfusun yüzde 9’luk kesimini oluşturan bir azınlık idiler. Bu azınlık kademe kademe Suriye’de yönetimi ele geçirmek için Fransa , Amerika ve Rusya ile işbirliği yapmaktan kaçınmadı. Bu işbirliklerinin içerisinde özellikle 1970 sonrası Hafız Esad Rusya ile işbirliği yapmasını örnek gösterebiliriz.” dedi. Arabacı bölgede yaşanan gelişmeleri tarihsel olarak, “ Hafız Esad Hava Kuvvetlerini organize ederek, ülkenin hava alanlarını ve limanlarını Ruslara açtı. Yani bakıldığında 60 yıla yakın süredir, Suriye ile Rusya çok yakın ilişki içindeler.Fakat Suriye yönetiminin Rusya ile bu sıkı ilişkileri yönetim ile halk arasındaki bapın kopmasına yol açtı. 13 yIL önce ülkede başlayan kanlı çatışmalarla sonuç bu noktaya geldi. Aslında bakıldığında olayların ilk başlangıcında halk yasal haklarını aramak için çıktığı yolda Azınlık yönetimi Beşar Esad’ın olayları ezici bir güç kullanarak bastırma yoluna gitmesi, hastanelerde binlerce sivili katletmesi, şehirleri ve mahalleleri toptan yok etme girişimi bölgede katliamların yaşanmasına yol açtı. Hepimizinde bildiği gibi bunlardan en ünlüleri Hama Katliamı idi. Hama Katliamının etkisi ile halkta başlayan infial ve isyan hareketleri neticesinde Esad ülkeyi terk ederek Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. Günümüzde de baktığımızda şu andaki Suriye yönetimi şi görünümlü Nusaydidir. Kendi hakının ise yüzde 85’i Sünni’dir. “ şeklinde tarihsel bir anlatı ortaya koydu.
“Bölge’nin insan unsuru dağıtıldı”
Suriye yaşanan savaş sonrasında bölgenin demografik yapısının değiştirildiğinin altını çizen Arabacı, “Suriye’de yaşanan bu insanlık dramı sonucunda Suriye’den yoğun göçler yaşanırken bölgeden sadece Türkiye’ye 5 milyonu aşkın insan göç etmiş. Ülkenin insan unsuru bir hayli dağıtılarak Suriye’de yeni bir terör devleti kurma planları devreye konulmuştur. Bu planı İsrail ABD, Rusya ve İran kabul ederken Türkiye ise bu plana karşı çıkarak 900 km’lik kara sınırı olan bir bölgede maşa bir terör devleti’nin kurulmasına izin vermemiştir. Türkiye tüm bu gelişmeler ışığında Suriye Halkı’na kucak açarak , ülkenin kendi milli ordusunu kurmasına yardım etmiştir. Suriye Milli Ordusu kurularak muhalifler ile birlikte başarılı bir ilerleme kat etmiş. Halep’i ve bazı havaalanalarının kontrolünü ele geçirmiş. Bir çok yerleşim yerini kırtarmışlardır. Bu başarı sonucunda Türkiye’de yaşayan milyonlarca Suriyeli’ye evlerine yurtlarına dönme şansı doğmuştur.” dedi. Arabacı ülkemizde bazı kesimler tarafından sık sık gündeme getirilen Suriyelilere ve göçmenlere yönelik düşmaca söylemlere yönelik olarak ise, “Suriyeliler üzerinden kargaşa yaratmaya çalışan kesimler tarafından Suriye Düşmanlığı bir politika haline getirildi. Bu durum Türk-İslam örf ve adetlerine yakışmayan bir durumdur. Suriye’de kendi vatanları kurtarılarak düşmandan temizlendikçe kendi topraklarına dönecekler.Bizde Suriyelileri yurtlarına dönmeleri noktasında desteklemeliyiz. Bu coğrafyada Türk, Kürt, Arap bizim kardeşimiz bu konularda ırkçı düşünmek bizim gibi insanlara yakışmaz. Bu halk kendi ülkelerini Halep’i kurtardıkları gibi kurtaracaklar. “ şeklinde dile getirdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Halep’i kurtardıkları gibi kurtaracaklar”
Suriye Coğrafyasında Suriye'de bir süredir devam eden çatışma ortamı son günlerde hızını arttırırken Suriye iç savaşını ve bölgedeki gelişmeleri Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı ile ele aldık.
Suriye’de devam eden çatışmalar yeni bir safhaya geçti. bölgede yaşanan gelişmelerin tarihsel alt yapısını ve bölgenin Türkiye ile olan tarihi bağlarını Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı ile ele aldık.Prof.Dr. Arabacı bölgenin Türk tarihi açısından önemine değinerek, “Suriye’de çok önemli gelişmeler oluyor. Suriye Anadolu kadar eski bir Türk Yurdu 1075’ten itibaren Türkiye’de Selçuklu Devleti kuruldu. Aynı dönemde de Melikşah’ın kardeşi Tutuş yönetiminde Suriye Selçukluları Devleti kuruldu. Türkiye’de insanlar Suriye ile ilgili olarak yabancı ilgimiz olmayan kan kültür ve tarihi bağlarımız olmayan bir toplum gibi düşünüyorlar. Bu durumda Suriye’yi ötekileştirerek Suriye’nin durumunun daha da kötüye gelmesine sebep oluyor. Halbuki bizim Suriye ile bağımız 1000 yıllık köklü bir geçmişe dayanıyor. Kader ortaklığımız var. “ dedi.
Bölgede karışıklık Osmanlı Devleti’nin son döneminde başladı”
Prof. Dr. Arabacı, Suriye Coğrafyası’nın Selçuklulardan bu yana bir Türk yurdu olduğunu hatırlattı. Arabacı bölgedeki karşıkların uzun bir tarihi geçmişe dayandığını hatırlatarak, “ Suriye’deki karışıkların tarihine baktığımız zaman bölgede karışıklıklar Osmanlı Devleti’nin son devrinde başladı. Hatta Selçuklu Döneminde Fransız Kralı ve Fransız soylularının içinde bulunduğu Haçlı Orduları Doğu Akdeniz Kıyılarında Kudüs’te, Hatay’da , Urfa’da, Kıbrıs’ta Krallıklar ve Kontluklar kurup Haçlıları bu bölgeye İslam Coğrafyası’nın tam ortasına yeniden yerleştirmeyi düşündüler. Fakat bu planları tutmadı. Haçlılar bu topraklardan sökülüp atıldı. Daha sonra Suriye Fransızlar tarafından 1850’lerde Fransızlar tarafından yeniden karıştırıldı. Bölgede Fransız okulları açıldı. Yani sanıldığı gibi Fransız Suriye’yi ilgi alanına Suriye’yi 1. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan antlaşmalarda almış değil Bunun uzun bir tarih bir alt yapısı var. 1. Dünya Savaşı sonucu yapılan gizli antlaşmalarla Suriye Bölgesi Fransızlara verildi. Osmanlı Devleti bölgeden çıkarken Suriye Bölgesi Eylül 1918’de i şgal edildi. Ardından 1919 yılından itibaren Suriye’de Fransız Sömürgesi olarak varlığını 1945 yılına kadar devam ettirdi.” ifadelerini kullandı.
Fransızlar bölgede Osmanlı’ya Düşman nesil yetiştirdi
Suriye Coğrafyasında Fransızların Osmanlı Devlet’ne düşman nesiller yetiştirdiğini dile getirerek, “ Fransızlar Suriye’de Sunni İslam nüfusun yoğunlukta olduğu bölgede azınlık çocuklardan Nusaydiler başta olmak üzere Osmanlı’ya düşman insan yetiştirdiler. Bugünkü Beşar Esad ve babası Hafız Efad vHafız Esad’ın Babası Ahmed el Hatib Osmanlı düşmanı Fransız yetiştirmesi nusaydiler’dendi. “ şeklinde ifade etti. Arabacı bölgenin demografik yapısına da değinerek, “ Bu bölgede nusaydiler nüfusun yüzde 9’luk kesimini oluşturan bir azınlık idiler. Bu azınlık kademe kademe Suriye’de yönetimi ele geçirmek için Fransa , Amerika ve Rusya ile işbirliği yapmaktan kaçınmadı. Bu işbirliklerinin içerisinde özellikle 1970 sonrası Hafız Esad Rusya ile işbirliği yapmasını örnek gösterebiliriz.” dedi. Arabacı bölgede yaşanan gelişmeleri tarihsel olarak, “ Hafız Esad Hava Kuvvetlerini organize ederek, ülkenin hava alanlarını ve limanlarını Ruslara açtı. Yani bakıldığında 60 yıla yakın süredir, Suriye ile Rusya çok yakın ilişki içindeler.Fakat Suriye yönetiminin Rusya ile bu sıkı ilişkileri yönetim ile halk arasındaki bapın kopmasına yol açtı. 13 yIL önce ülkede başlayan kanlı çatışmalarla sonuç bu noktaya geldi. Aslında bakıldığında olayların ilk başlangıcında halk yasal haklarını aramak için çıktığı yolda Azınlık yönetimi Beşar Esad’ın olayları ezici bir güç kullanarak bastırma yoluna gitmesi, hastanelerde binlerce sivili katletmesi, şehirleri ve mahalleleri toptan yok etme girişimi bölgede katliamların yaşanmasına yol açtı. Hepimizinde bildiği gibi bunlardan en ünlüleri Hama Katliamı idi. Hama Katliamının etkisi ile halkta başlayan infial ve isyan hareketleri neticesinde Esad ülkeyi terk ederek Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. Günümüzde de baktığımızda şu andaki Suriye yönetimi şi görünümlü Nusaydidir. Kendi hakının ise yüzde 85’i Sünni’dir. “ şeklinde tarihsel bir anlatı ortaya koydu.
“Bölge’nin insan unsuru dağıtıldı”
Suriye yaşanan savaş sonrasında bölgenin demografik yapısının değiştirildiğinin altını çizen Arabacı, “Suriye’de yaşanan bu insanlık dramı sonucunda Suriye’den yoğun göçler yaşanırken bölgeden sadece Türkiye’ye 5 milyonu aşkın insan göç etmiş. Ülkenin insan unsuru bir hayli dağıtılarak Suriye’de yeni bir terör devleti kurma planları devreye konulmuştur. Bu planı İsrail ABD, Rusya ve İran kabul ederken Türkiye ise bu plana karşı çıkarak 900 km’lik kara sınırı olan bir bölgede maşa bir terör devleti’nin kurulmasına izin vermemiştir. Türkiye tüm bu gelişmeler ışığında Suriye Halkı’na kucak açarak , ülkenin kendi milli ordusunu kurmasına yardım etmiştir. Suriye Milli Ordusu kurularak muhalifler ile birlikte başarılı bir ilerleme kat etmiş. Halep’i ve bazı havaalanalarının kontrolünü ele geçirmiş. Bir çok yerleşim yerini kırtarmışlardır. Bu başarı sonucunda Türkiye’de yaşayan milyonlarca Suriyeli’ye evlerine yurtlarına dönme şansı doğmuştur.” dedi. Arabacı ülkemizde bazı kesimler tarafından sık sık gündeme getirilen Suriyelilere ve göçmenlere yönelik düşmaca söylemlere yönelik olarak ise, “Suriyeliler üzerinden kargaşa yaratmaya çalışan kesimler tarafından Suriye Düşmanlığı bir politika haline getirildi. Bu durum Türk-İslam örf ve adetlerine yakışmayan bir durumdur. Suriye’de kendi vatanları kurtarılarak düşmandan temizlendikçe kendi topraklarına dönecekler.Bizde Suriyelileri yurtlarına dönmeleri noktasında desteklemeliyiz. Bu coğrafyada Türk, Kürt, Arap bizim kardeşimiz bu konularda ırkçı düşünmek bizim gibi insanlara yakışmaz. Bu halk kendi ülkelerini Halep’i kurtardıkları gibi kurtaracaklar. “ şeklinde dile getirdi.
Kaynak: meram postası haber merkezi
En Çok Okunan Haberler